Ormanda Karşılaşılan Ressam
Bir sabah erkenden uyanan Keloğlan, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte ormana doğru yürümeye başladı. Kuş sesleri, ağaçların hışırtısı ve çiçek kokuları eşliğinde neşe içinde yol alırken, büyük bir çınar ağacının altında birini gördü. Bu kişi, yere oturmuş bir şeyler çiziyor, yanındaki paletten renkler alarak tuvaline hayat katıyordu.
Keloğlan merakla yaklaştı: “Kolay gelsin, ne çiziyorsun böyle?”
Adam gülümsedi: “Ben bir ressamım evlat. Ama bu sıradan bir fırça değil, sihirli bir fırçadır. Ne çizersem gerçek olur!”
Sihirli Fırça Keloğlan’ın Elinde
Keloğlan, şaşkınlıkla fırçaya baktı. Ressam, göz kırparak fırçayı Keloğlan’a uzattı: “Artık bu fırça senin. Ama unutma, sadece iyi niyetle kullananların çizdikleri gerçek olur.”
Keloğlan teşekkür etti ve sevinçle köyüne döndü. Fırçayla ilk olarak yaşlı komşusunun yıkılan evini çizdi. Ertesi sabah, herkesin gözü önünde ev yeniden ortaya çıkıverdi!
Köyde Mucizeler Başlıyor
Keloğlan’ın yaptığı resimler sayesinde köydeki fakir ailelerin evleri onarıldı, tarlalara bereket geldi, hasta çocuklar iyileşti. Herkes onun bu mucizevi gücüne hayran kaldı.
Ama Keloğlan, fırçayı sadece kendisi için kullanmıyor, köyde kim neye ihtiyaç duyarsa gizlice geceleri çiziyordu.
Kötü Kalpli Ağa’nın Planı
Köydeki zengin ama bencil ağa, Keloğlan’ın fırçasının gücünü duyunca onu kandırmak istedi. Ona altınlar vererek saray gibi bir köşk çizmesini teklif etti. Keloğlan bu isteği reddetti.
Ağa sinirlenip fırçayı çalmaya kalkıştı. Ama o ne yaptıysa işe yaramadı çünkü fırça, kötü niyetli kişilerin elinde sıradan bir fırçaya dönüşüyordu.
Keloğlan’ın Kararı
Keloğlan bu olaydan sonra düşündü. Güç çok güzel bir şeydi ama onun nasıl kullanıldığı her şeyden daha önemliydi.
Ertesi gün, ormana gidip ressamı tekrar buldu ve fırçayı ona geri verdi: “Ben görevimi yaptım. Bu fırçayı, bir gün başka iyi kalpli birine vermen için sana geri getiriyorum.”
Ressam gülümsedi, Keloğlan’ın alnından öptü: “Sen bu dünyaya iyilik katmaya devam edeceksin, fırça olmasa da kalbinle.”
Masalın Sonu
Keloğlan köyüne dönerken içi rahattı. Fırçasız da olsa insanlara yardım etmeye kararlıydı. Çünkü gerçek sihir, iyilik yapma arzusundaydı.
Ve masal burada bitti. Gökten üç elma düşmüş: Biri bu masalı okuyana, biri yazana, biri de kalbinde iyilik taşıyana…