Nasreddin Hoca ve Düdüğün Sırrı Masalı: Bir zamanlar Akşehir kasabasında, Nasreddin Hoca pazara gitmek için hazırlık yapıyormuş. Evdeki kavanozun dibinden biraz para çıkarıp kesesine koymuş. Amacı, pazardan çocuklar için birkaç düdük almakmış.
Yolda yürürken mahallenin çocukları da peşine takılmış:
— Hoca’m! Bize de düdük alır mısın?
Hoca gülümseyerek sormuş:
— Paran var mı evladım?
— Yok ama sen alırsın değil mi?
Hoca başını sallamış:
— Kim parayı verirse, düdüğü çalar!
Ama çocuklar bu sözü pek anlamamış. “Hoca’m zaten zengindir, alır elbet” diye düşünmüşler.
Pazar Yeri ve Düdükler
Hoca pazarda rengârenk düdükler satan bir tezgâha yaklaşmış. Elindeki sınırlı parayla hem kendine hem de bir iki çocuğa düdük alabilmiş. Geri döndüğünde çocuklar etrafını sarmış:
— Hoca’m, benim düdüğüm nerede?
— Hoca’m, bana da aldın mı?
Hoca düdüğünü cebinden çıkarıp çalmış:
— Fiit fiiiiit!
Sonra gözlerini büyüterek çocuklara bakmış:
— Parayı veren düdüğü çalar!
Çocukların Anlayışı ve Ders
Çocuklar bu sözü yine tam anlayamamış. İçlerinden biri dayanamayıp sormuş:
— Hoca’m, düdüğü çalmak için illa para mı gerek?
Hoca göz kırparak cevaplamış:
— Para değil evladım, emek! Kim bir şey isterse, karşılığında çaba göstermeli. Dünyada her şeyin bir değeri vardır.
Ertesi gün çocuklar ellerine ceviz, elma, hatta kendi boyadıkları taşları alıp Hoca’nın kapısını çalmışlar. Hoca da onları tek tek ödüllendirmiş. Kimine düdük, kimine el yapımı bir oyuncak vermiş.
Masalın Öğretisi
Bu olaydan sonra köyde herkes Hoca’nın meşhur sözünü ezbere bilirmiş:
“Parayı veren düdüğü çalar” demek, emeği olan ödülünü alır demektir.
Çocuklar artık bir şey istemeden önce düşünürmüş: “Ben bunun için ne yapabilirim?” Ve o günden sonra Akşehir’in çocukları hem daha çalışkan hem de daha anlayışlı olmuşlar.
Nasreddin Hoca ve Düdüğün Sırrı Masalı hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki yorum formundan yazabilir, aklınızda kalanları ve masalın öğretilerini diğer okuyucularla paylaşabilirsiniz.